– ehil oyuncu ve direktör Zafer Algöz, Türkiye’de Özellikle nihayet yıllarda oyunculuk mesleğine Aka bir İlgi olduğuna işaret ederek, “Herkes şöhret olmak istiyor. Bana da arkadaşlarım vasıtasıyla birileri ulaşıyor. Onlara birinci şunu soruyorum: ‘Şöhret mi olmak istiyorsun, oyuncu mu?’ Oyuncu olmak istiyorsan bu Fazla kuvvetli bir süreç.” dedi.
Tiyatro ve sinemayla ilgili görüşlerini aktaran sanatçı, geçmişteki ve bugünkü oyunculuk algısını ve Güldürü cinsine olan ilgiyi AA muhabirine anlattı.
Ustası, tiyatro direktörü Uzman Canova’nın tiyatro ile sinema kıyasını Örnek vererek kelamlarına başlayan Algöz, “İkisi de yemektir. Sinema konservedir, tiyatro taze yemektir. Sinemada bir Tane hoş eser; ondan binlerce çoğaltıp dünyanın her yerine gönderebilirsin. fakat tiyatroda her akşam o yemeği yine birebir lezzette yapmak zorundasın. Bu akşam oynadın, şarkını söyledin, oldu bitti. lakin sonraki gün yine oraya gelen insanlara tekrar oynayabildiğini ve söyleyebildiğini göstermen lazım. Yani bizim iş, her gün yine imtihana girmektir aslında.” tabirlerini kullandı.
– “İnsan, 100 yaşına kadar oyunculuk yapabilir”
Sanatçı Algöz, İstanbul Devlet Tiyatrolarında, direktörlüğünü üstlendiği “Rumuz Goncagül” oyununu sahneye koyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Ben şöyle görüyorum; futbolu oynama yaşın geçince, 35 yaşından sonra artık gidip teknik yöneticilik yapayım dersin. Bizim meslekte o denli bir şey yok. İnsan, Şayet aklı fikri yerindeyse 100 yaşına kadar bile oyunculuk yapabilir. Dünyada Özellikle İhtiyar oyuncular Fazla değerlidir. Hele tiyatro yapıyorsa el üstünde tutulur. Zira 2 saatlik performans sergiliyorsun. Benim Rumuz Goncagül oyunundaki vazifem direktörlüktü. Direktörlüğün şöyle bir tarafı var, oyunun tamamından sorumlusunuz. Dekoru, ışığı, oyuncunun kullanacağı tespihten giydiği ayakkabıya kadar Tüm ayrıntılardan siz sorumlusunuz. Bir dünyayı kuracaksınız ve oyuncuları o dünyaya nazaran akort edeceksiniz. Birebir futbol kadrosu üzere kolektif bir ruh yakalayıp oyun çıkarmak derdindesiniz. Bunu her akşam insanlara oynamak zorundasınız.”
Sahnede olmanın lezzetinin Fazla farklı olduğunun altını çizen Algöz, Devlet Tiyatrolarında birçok oyuncunun Düş bile edemeyeceği birçok rolü oynama bahtına sahip olduğunu söyledi.
– “Komedyenlik bir oyuncunun gelebileceği en Şanlı mertebe”
Zafer Algöz, teknolojiden tesiriyle yeni tiyatro oyunlarının Fazla farklı yerlere evrildiğine dikkati çekerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Takip edebildiğim kadarıyla örneğin Berlin’de her akşam 150 tiyatro perde açıyor. Berlin İstanbul’dan daha Ufak bir yer. ancak eskisi üzere Fazla Aka dekorlar yahut dev inşaatlar yok. Onun yerine daha Fazla oyuncu materyali, oyuncunun kalitesi ve direktör yorumu var. Avrupalılar bir oyunun en az 7-8 Tane değişik yorumunu gördükleri için, ‘Bir de şu 9.yu görelim’ diyorlar. ‘Yine mi hamlet seyredeceğiz?’ demiyorlar.”
Dünya genelinde tesirli olan salgının şov sanatlarını çokça etkilediğini belirten Algöz, Türkiye’deki Özel tiyatrolar, canlı performans yapan sanatkarlar ve müzisyenlerin Aka yara aldığını lisana getirdi.
– “Oyuncu olmanın yolu, Fazla okumaktan geçiyor”
Özellikle nihayet yıllarda Türkiye’de oyunculuk mesleğine Aka bir İlgi görüldüğüne vurgu yapan sanatçı, “Herkes şöhret olmak istiyor. Bana da arkadaşlarım vasıtasıyla birileri ulaşıyor. Onlara birinci şunu soruyorum: ‘Şöhret mi olmak istiyorsun, oyuncu mu?’ Oyuncu olmak istiyorsan bu Fazla kuvvetli bir süreç. Oyuncu dediğin adam 55 yaşından sonra olmaya başlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Zafer Algöz, gençken oynadığı oyunları artık izlediğinde, “Şimdiki aklım olsa şöyle oynardım.” dediğine dikkati çekerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Oyunculuk sahiden Fazla cazip bir meslek. Herkes bunun üzerine oyuncu olmak istiyor. Oyuncu olmanın yolu, Fazla okumaktan, düzgün araştırmaktan geçiyor. Hepsinden kıymetlisi yeteneğin olacak. Yetenek yoksa hepsi boş. Yeteneğin yoksa âlâ sportmen, güzel oyuncu, güzel rejisör olamazsın daima yetenekle alakalı. Çalışmayan Yetenek yerinde sayar. Bakarsın daima kendini tekrara başlar. Bir türlü evre kaydedemez. Vakit su üzere akıp gidiyor. Ben gençlerden Fazla şey öğrenmeye çalışırım. Daima meraklı bakarım. Genç biri ne diyor, nasıl bir şey yapıyor, ne düşünüyor? Tiyatro, seyirciyle Mevcut olan bir sanat. Bir tiyatro oyunun oluşabilmesi için seyircinin olması koşul. Tiyatro yapmak ismine perde açan amatör yahut ödenekli bütün arkadaşlarımızın dolu salonlara oynamasını dilerim.”
Yorum Yok