Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye’nin birinci biyomedikal alanındaki Ar-Ge merkezini sıhhat Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) ile Birlikte kuracaklarını, altyapı çalışmaları için 10 milyon liralık bütçeyi Bakanlık olarak kendilerinin vereceğini bildirdi.
Türkiye’nin milletiyle birlik beraberlik içerisinde, yalnızca kendi vatandaşları için değil bütün dünya mazlumlarının sesi olmaya emin adımlarla yürüyeceğini, birlik ve beraberliğini hiçbir akının bozamayacağını vurgulayan Özer, “Bu taarruzlar geçecek, milletimiz Fazla daha kuvvetli halde birlik beraberliğini tazeleyecek, yaralarını saracak ve geleceğe Fazla daha umutlu bir formda bakacak.” dedi.
Mahmut Özer, en kalıcı ve sürdürülebilir sermayesi beşeri kapital olan ülkelerin, rekabet güçlerini artırmak ismine eğitimin bütün kademelerinde eğitim çağı nüfusunu okulla buluşturmak için Aka gayretler sarf ettiklerini anlattı.
Bugün rekabet ettikleri OECD ülkelerinin, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bu farkındalıkla ülkelerinde okullaşma oranlarını yüzde 90’ların üzerine çıkardıklarının, eğitimde evrenselleşme, kitleselleşme süreçlerini tamamladıklarının görüldüğünü aktaran Özer, “Türkiye’ye geldiğimiz vakit, 2000’li yıllarda içler acısı bir durumda olduğumuzu da eğitim tarihine not düşmemiz gerekiyor. Zira 2000’li yıllarda bu ülkede Okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı yalnızca yüzde 11’di. Ortaöğretimdeki okullaşma oranları yalnızca yüzde 44’tü. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14-15’ler düzeyindeydi.” bilgisini verdi.
Özer, nihayet 20 yılda, Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin bütün kademelerinde sessiz bir ihtilal gerçekleştiğini, Türkiye’nin hiçbir bölgesinde Fark yapılmadan bütün ücra köşelere kadar eğitim ünitelerinin ulaştırıldığını lisana getirdi.
2000’li yıllarda 300 bin dersliği olan bir eğitim sistemi varken, bugün 857 bin dersliği olan bir eğitim sistemine kavuştuklarına dikkati çeken Özer, şunları kaydetti:
“2000’li yıllarda 74’ler civarında olan üniversite sayısı, bütün yükseköğretim tıp nüfusuna hizmet verirken, bugün 209 üniversitenin olduğu bir yükseköğretim sistemine sahip olduk. 19-20 Yıl bir ülkenin tarihinde Fazla uzun yıllar değildir ancak çıktılara baktığımızda, ülkenin beşeri sermayesinin toparlandığı bir periyoda karşılık gelmektedir. Zira 5 yaşındaki okullaşma oranları 2000’li yıllarda yüzde 11’ken, bugün yüzde 97’ye ulaştı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 44’ken bugün yüzde 95’e ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’lerden yüzde 48’lere geldi. Yani eğitimin bütün kademelerinden bu ülkenin evlatlarının rahat, fiyatsız, eğitimde fırsat eşitliğini merkezine alacak formda eğitimle buluşması sağlandı.”
– “Türkiye’de kimileri eğitim kendi inhisarlarında olsun istiyor. O eski Türkiye’ydi”
Bakan Mahmut Özer, 2000’li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2’yken, bugün yüzde 94,66 olduğunu, yükseköğretimdeki bayanların okullaşma oranının 2014’ten itibaren erkekleri geçtiğini belirterek, Rüştiye kademesinde okullaşma oranının da yüzde 99.44 düzeyine geldiğini ve kız çocuklarının oranının erkeklerden Fazla daha Çok olduğunu lisana getirdi.
Tüm bunlar yapılırken kaliteden asla ödün verilmediğini belirten Özer, eğitimde kalitenin ehemmiyetinden bahsetti. Özer, SBÜ’nün 2015’te kurulduğunu, 2016’da Talebe almaya başladığını anımsatarak, şu anda geldiği noktanın, kalitenin bir süreç olduğunu gösterdiğini söyledi.
Özer, şöyle devam etti:
“Eğer siz kaliteyi merkeze alıp, kaliteli bir biçimde büyümeyle ilgili lojistik her türlü takviyesi verirseniz, kaliteyle ilgili bir Sıkıntı olmaz. fakat Türkiye’de kimileri istiyor ki eğitimin bütün süreçleri kendi inhisarlarında olsun. O eski Türkiye’ydi. O Türkiye bitti. Artık orijinal bir Türkiye geliyor, gençleriyle, eğitimli insanlarıyla, vatandaşlarıyla hiçbir Fark yapmadan, 85 milyonu kucaklayan bir Türkiye geliyor. İşte bunun mimarı var. Sayın Cumhurbaşkanımıza, eğitime nihayet 20 yılda vermiş olduğu bütün bu dayanaklar için, her Yıl ulusal Eğitim Bakanlığının bütçesinin diğer bakanlıkların bütçesinden Çok olması için yaptığı müspet ayrımlardan Dolayı en Samimi şükranlarımı sunuyorum.”
Özer, MEB olarak, yükseköğretim kurumlarının Fazla daha kuvvetli hale gelmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ettiklerinin altını çizdi.
SBÜ Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl ile geçmişte, “Mesleki eğitimdeki bu güçlenme, kalkınma atağını gerçekleştirirken, Özellikle biyomedikal, biyoteknoloji alanında ortak devinim edelim. Ar-Ge merkezleri kuralım ve her türlü finansal dayanağı de biz sağlayalım.” diye konuştuklarını aktaran Özer, şunları kaydetti:
“Akademik açılış vesilesiyle buradan deklare etmiş olalım. Türkiye’nin birinci biyomedikal alanındaki Ar-Ge merkezini sıhhat Bilimleri Üniversitemizle Birlikte kuracağız. Üniversitemize de altyapı çalışmaları için 10 milyon TL’lik bütçeyi ulusal Eğitim Bakanlığı olarak biz vereceğiz. İstediğimiz, öğrencilerimizle Bir arada Ar-Ge, inovatif çalışmalar yapmak, patent, yararlı model, marka, tasarım ki bu ülkenin kalkınması için en kritik alanlardan biri, bu kapasiteyi güçlendirmek, Özellikle biyomedikal alandaki aygıtlardaki dışa bağımlılığı engellemek ve yerli üretimle ülkemizi güçlendirmekle ilgili bütün bilgi birikimlerini paylaşabilmek. Biz her türlü bütçeyi bu Ar-Ge merkezi için sağlayacağız.”
Öğrencilerin de konuşma yaptığı merasimin sonunda, Erdöl tarafından Bakan Özer’e İkram takdim edildi. Bakan Özer de Dünya Üniversiteler Ortası COMBAT Dövüş Sporları Karate Dünya 3’üncüsü Rabia Çalış’a mükafatını verdi.
Programa, İstanbul ulusal Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ve Üsküdar Belediye Lideri Hilmi Türkmen’in yanı Dizi akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Yorum Yok