Türkiye, yüzyılın zelzele felaketinde bir yandan afetle, öbür taraftan arkası gerisi kesilmeyen palavralarla boğuşuyor. kara propagandanın muhakkak bir gayeyle yapıldığını belirten istihbarat kaynakları ve Emniyet uzmanları, bölgedeki tehlikeye dikkat çekti.
SIZMAYA ÇALIŞIYORLAR
Güvenlik kaynaklarının aktardığı bilgiye nazaran; Şam rejimiyle Birlikte 10 yıldır Suriye’de etnik gayeyle sayısız katliam yapan terör örgütü THKP-C Acilciler elebaşı Mihrac Ural, etnik ögeleri kullanarak Hatay’da fitne yeri oluşturmaya çalışıyor. 53 vatandaşımızın şehit olduğu Reyhanlı katliamının da sorumlusu olan Türkiye düşmanı Ural, Suriye Hudut çizgisindeki Kesep, Zahiye, Düsturu noktalarından Denizgören, Karamagara köylerine provokasyon için silah ve patlayıcı husus nakletmeye çalışıyor.
FİTNE ÇIKARMA ÇABASI
Teröristbaşı ve takımı; Hatay, Reyhanlı, Samandağı, Harbiye, Defne ve Armutlu yerleşkelerini maksat bölgeler olarak seçti. Fitne ateşini Alevi vatandaşlarımızın ağır yaşadığı beldelerde yakmak isteyen kaos timleri, birinci olarak cemevi, karakol, AFAD merkezi, mescitlerde sabotaj aksiyonları planlıyor. Yağma hedefli teşebbüslerle halkı galeyana getirme uğraşının gerisinde da bu şebekenin olduğu bedellendiriliyor. Kaos çetesi, kiliseleri de gaye alarak memleketler arası toplumun dikkatini çekmeyi, ayrıyeten infiale yol açacak bununla Bir arada bölgedeki demografik yapıyı değiştirecek sabotaj aksiyonları hedefliyor. Terör örgütünün planı, hareketleri Suriyelilerin yaptığı izlenimini yayarak, buradan başlatacakları kaosu, Seyahat gibisi bir eforla Türkiye geneline yaymak.
SIKI ÖNLEMLER ALINIYOR
Depremin birinci günü terör örgütü PKK/YPG’nin sızma teşebbüsünü püskürten Emniyet güçlerimiz, deşifre olan kirli planlara karşı da önlemleri artırdı. Hatay başta olmak üzere, afet bölgesinde ve Hudut çizgisinde Kırmızı alarm verildi. bütün hareketleri yakın takibe alınan terörist başı Mihraç Ural ve takımının, bütün kirli tertibi El Basit’ten yönettiği, sarsıntının birinci gününden itibaren sekiz sefer Kesep ve sona yakın köylere gittiği, zelzele bölgesindeki provokasyon aparatlarından anlık bilgi aldığı tespit edildi. Terör elebaşının PKK/YPG ile Türkiye’deki farklı odaklardan da takviye aldığı belirlendi.
ÜÇ KADEMELİ KİRLİ PLAN
Maşa örgütlerin kaos planındaki en önemli maksadı “Önce bölgeyi ıssızlaştırmak, akabinde işgal teşebbüsü başlatmak” olarak pahalandıran Emniyet uzmanları, şimdilik geride görünen global aktörlerin asıl amacına dikkat çekti.
Yıllardır çabaladıkları Güney sonumuz boyunca terör koridoru oluşturma projesi için zelzele felaketinin fırsat olarak görüldüğüne dikkat çeken uzmanlar, öncelikli gayenin, Irak’ın kuzeyinde ürettikleri korsan çizgisi İskenderun Körfezi’ne bağlamak olduğuna vurgu yapıyor.
Teröristlerin birinci gayesi kaos oluşturarak koridoru boşaltmak. Bu amaçla Fazla sayıda provokatör ve casus alana indi. Pazarcık, İskenderun, Reyhanlı ve Hatay birinci denemelerin gerçekleşeceği noktalar. Sonrasında birebir alandaki işletme ve toprakların emanetçi şahıslar tarafından satın alınması sağlanacak. nihayet kademede boşalan yerlerin demografisi değiştirilecek.
SAHA RAPORLARI Mevcut
Terör örgütlerinin maşa olarak kullanıldığı global kaos planıyla ilgili ayrıntılı raporlar da hazırlandığı belirlendi. alan geneli bütün köy, ilçe ve vilayetlerin nüfus yapısı, halkın siyasi eğilimi rapor içeriğinde yer alıyor. FETÖ devrinde sızdırılan onlarca Özel ve genel bilgi yanında 2000’li yılların başındaki Bakü-Ceyhan Boru Sınırı inşaatı periyodunda hazırlanan ayrıntılı ‘çevresel tesir değerlendirme’ raporları ve birebir devirlerde Osman Kavala ve grubunun yaptığı etnik-kültürel duruma ait kapsamlı çalışmalar da tıpkı merkezin elinde.
ÖNEMLİ İKAZ: KİMSE TOPRAĞINI TERK ETMESİN
Genelkurmay Eski İstihbarat Daire Lideri İsmail Hakkı Pekin, Batılı güçlerin kırılan fayı ülkeyi bölme fırsatına dönüştürme eforu içinde olduğu ihtarında bulundu. Pekin, şunları söyledi: Bizi askerle, topla tüfekle esir edip ülkemizi işgal edemezler. Lakin farklı yollar ve sinsi yollar deniyorlar. En Aka silahları etnik öge, Sünni-Alevi farklılığını kaşımak ve nihayet olarak göçmen kartı ile halkı kışkırtmak. DEAŞ ve PKK aparatı ile Suriye ve Irak’ta istediklerini gerçekleştirdiler. Uzun vakittir ırak hududundan Akdeniz’e inebilecekleri planların peşindeydiler. Bu mevzuya dair kimi ön bilgilerimiz vardı. Lakin artık zelzele felaketini sonuna dek suistimal ederek orada ismi konmamış bir gizli koridoru hayata geçirmek isteyecekler. Etnik paklık ve göç ögeleri üzerinden yeni bir Meydan tahsisi yapmak isteyecekler. Kimse toprağını terk etmesin. Irak-Türkiye sonundan Hatay-Dörtyol’u da kapsayan bir koridor peşindeler. Mevcut olan durumu zaaf olarak görüyorlar. Buna müsaade verilmemeli, zıt halde Önemli bir beka sorunu yaşarız.
İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ SAHADA
Emekli Amiral Cihat Yaycı ise Batı’da yapılan Türkiye’yi işgal planı tatbikatlarına işaret ederek yabancı istihbarat örgütlerinin farklı araçlarla sahayı sabote ettiğini belirtti. Suriye hududuna Fazla yakın noktadaki Hatay’ın jeopolitik pozisyonuna vurgu yapan Yaycı, “Hatay’ın ulusal Emniyet hassasiyeti vardır. Orada enfekte olmaya Aleni bir ulusal yaramız oluştu. Mikropların bu yaraya ulaşmasını önlemeliyiz, onunun için birlik ve bütünlük içerisinde olmalıyız. Bu türlü İç karışıklık çıkarmak isteyenlere de fırsat vermemeliyiz uyanık olmalıyız” dedi.
Yabancıya mülk satışının 2018’de durdurulduğunu, lakin yeni vatandaş olmuş sığınmacılara da mülk satışına müsaade verilmemesi gerektiğini kaydeden Cihat Yaycı, şu ihtarlarda bulundu:
“Aksi halde önü alınamaz bir Öbür felaketlerle yüzleşiriz. Batıda alenen sarsıntısı mazeret ederek ‘müdahale edelim’ çığırtkanlığı yapılıyor. Bu noktada Türk düşmanı, FETÖ hamisi, PKK sever, CIA resmi casusu Michael Rubin’in söyledikleri Fazla değerli. Bu lobi Türkiye’de bir İç Cenk çıkarmak için yer hazırlamaya devam ediyor. diğer yandan The Economist mecmuası ‘Türk ve Suriye hükümetleri zelzeleyle baş edemez!’ halinde başlıklar atarak organize halde Türkiye Cumhuriyeti’ne sinsice saldırmaktadır. Benzeri telaffuzlar FETÖ’cü, PKK’lı hesaplar tarafından kullanılıyor. Hatta kimi Yunan toplumsal medya hesapları da Türkiye’de vuruş davetlerinde bulunmuştur. İçinde bulunduğumuz afet süreci, sığınmacı-yerli Kamu çatışmasının tetiklenebileceği nihayet derece hisli bir devirdir. O nedenle sığınmacılarla yerli halkın birbiri ile karşılaştırılmaması için Tedbir alınmasında fayda vardır.”
YILMAZ BİLGEN
Yorum Yok