Cumhurbaşkanı ve Beyaz Parti genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın iştirakiyle gerçekleşen Beyaz Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Namzet Tanıtım Toplantısı başladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafları ve Türk bayraklarının yer aldığı salon içerisinde, Beyaz Parti ve Türkiye Yüzyılı logoları öne çıkıyor. Salonda, “Doğrusu Beyaz Parti”, “Türkiye Yüzyılı için yanlışsız adımlarla yola devam”, “Türkiye Yüzyılı için Çabucak şimdi”, “Doğru Vakit yanlışsız adam”, “Lider masa başında değil Amel başında aşikâr olur” sloganlarının yazılı olduğu afişler yer aldı.
Yoğun sevgi şovları ortasında salona giren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, partilileri platformdan selamladı.
“Yeter Laf de, karar da, istikbal de milletindir demek için bir aradayız”
Cumhur İttifakı temsilcilerini, Beyaz Parti Milletvekili adayları ve basın mensuplarını selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti;
Şu karşımdaki tabloyu, Cumhuriyetimizin birinci asrını geride bırakmakta olduğumuz bir periyotta, Türkiye Yüzyılının muştusu olarak görüyorum. Sevginiz, coşkunuz, ahde vefanız, ülkemize ve milletimize hizmet için çarpan kalpleriniz, dosta itimat veren, düşmana dehşet salan aslan yürekleriniz için her birinize başka farklı şükranlarımı sunuyorum.
Bugün bu salonda; Sultan Alparslan’ın Malazgirt’teki vakur duruşundan… Osman Gazi’nin Söğüt’te diktiği çınarın üç kıta yedi iklime yayılan cesametinden… Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u alarak, çeşit açıp cins kapatan fethinden. Gazi Mustafa Kemal’in 600 asırlık bir cihan devletinden geride kalanlar üzerinde kurduğu Cumhuriyetimizin heyecanından… Merhum Menderes’in, tam 73 Yıl evvel, 14 Mayıs 1950’de zafere ulaştırdığı, “Yeter Laf Milletindir” haykırışından… Merhum Özal’ın, “Türkiye’ye tıp atlatma” azminden… Merhum Erbakan’ın, “Önce ahlak ve maniveyat” prensibi üzerine kurduğu Sanayi ve teknoloji atılımı hayalinden… Merhum Türkeş’in, Türk Dünyasının birliği ve Türk Devletinin ebed süre ayakta kalması uğrunda verdiği gayretten… Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun, ömrü boyunca vatanını sevmenin sıkıntısını çekerken sergilediği asil duruşundan… Beyaz Parti’nin 21 yıldır azim ve kararlılıkla hayata geçirdiği demokrasi ve kalkınma atılımlarından. Kısacası ilhamını, bu topraklara, bu millete dair güzel olan ne varsa ondan Meydan siz dava ve yol arkadaşlarımla Birlikte olmaktan Onur duyuyorum. Allah’ın müsaadesiyle, Tekrar bir 14 Mayıs arifesinde, 1950’deki inanç ve iradeyle, bir Kez daha “Yeter Laf Milletindir” demek, “Yeter Laf de, Karar da, istikbal de Milletindir” demek için bir ortadayız.
“Darbeciler, süngüleriyle bu ateşi söndürmeyi başaramadı”
“‘Türkiye Yüzyılı İçin Yanlışsız Adımlar’ diyerek, bir Defa daha milletimizin huzurundayız”
Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin uğraşın yeni adımı, yeni bir safhası olarak yaşadık. 2002 seçimlerine “Tek Başına İş Başına” diyerek gittik, milletimiz bizi Biricik başımıza iktidara getirdi. 2007 seçimlerine “Durmak Yok Yola Devam” diyerek gittik, milletimiz yolumuzu tekrar açtı. 2011 seçimlerine “İstikrar Sürsün Türkiye Büyüsün” diyerek gittik, milletimiz tercihini istikrardan yana kullandı. 2015 seçimlerine “Sen-ben Yok Türkiye Var” diyerek gittik, Türkiye’yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine “Vakit Türkiye Vakti” diyerek gittik, milletimizden yeni Yönetim sistemimize onay aldık. Bugün de, “Türkiye Yüzyılı İçin Gerçek Adımlar” diyerek, bir Sefer daha milletimizin huzurundayız.
“Türkiye Yüzyılının yürüyüşünü yarın değil Çabucak artık başlatmak için bugün burada beraberiz”
Darbecilere, vesayetçilere, global emperyalistlere, siyasi ve toplumsal mühendislik projelerine karşı milletimizle Bir arada Türkiye Yüzyılının kapısını aralamak için buradayız. Beyaz Parti’nin 14 Mayıs’ta milletimizin huzuruna çıkacak takımı olarak, ahdimizi yenilemek için bir ortadayız. “Doğ ey güneş, üstümüze dök ışıklarını, dağılsın bulutlar, mazlumlar söylesin müziklerini, başlasın Türkiye Yüzyılı, yarın değil Çabucak şimdi” Evet, Türkiye Yüzyılının yürüyüşünü yarın değil Çabucak artık başlatmak için bugün burada beraberiz.
Bu yürüyüşün gücünü; ulusal çabayı muvaffakiyete ulaştırıp nihayet devletimizi kuran ve yaşatan şehitlerimizin, gazilerimizin, ebediyete irtihal etmiş büyüklerimizin manevi mirasından alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; nihayet 21 yılda ülkemize kazandırdığımız eserler ve hizmetlerden alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; Geçmişte yaşadıkları zulümlerin, haksızlıkların, baskıların yol açtığı hak ve özgürlük hasretlerini dindirdiğimiz herkesten alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; Türküyle Kürdüyle, Sünnisiyle Alevisiyle, Romanıyla Gayrimüslimiyle, istisnasız bu ülkenin bütün vatandaşlarını, analarının Beyaz sütü üzere helal olan hak ve özgürlükleriyle buluşturmaktan alıyoruz.
Türkiye Yüzyılı, yalnızca bizim değil, İslam Aleminden Türk Dünyasına, Balkanlardan Kafkaslara, Asya’dan Afrika’ya bütün dostlarımızın, bütün insanlığın ortak vizyonudur. Zira Türkiye yalnızca 780 bin kilometrekareden ibaret bir ülkenin, Türk Milleti yalnızca 85 milyon nüfustan ibaret bir toplumun ismi değildir. Kalbi bizimle atan her kardeşimiz bu ülkenin ve bu milletin bir kesimidir. Rabbim gazamızı kutsal eylesin. Rabbim yolumuzu Aleni eylesin. Rabbim zaferimizi kutlu eylesin.
“Bu kadim coğrafya, binlerce yıldır olduğu üzere bugün de, bütün dünyanın gözünü diktiği yerdir”
Yaşadığımız her atak, her felaket, her acı, bilhassa da 6 Şubat zelzeleleri, birliğimizi daha Fazla sıkılaştırmamız, beraberliğimize daha Fazla sahip çıkmamız, kardeşliğimizi daha da güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak evvel, altyapımızla, üretimimizle, güvenliğimizle, diplomasimizle, her şeyimizle kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız. Lakin bunu sağladıktan sonra bize uzanan elleri tutabilir, bize el uzatanların yardımlarını kabul edebiliriz. Zira kanımızla, canımızla, alın terimizle kendimize vatan yaptığımız bu kadim coğrafya, binlerce yıldır olduğu üzere bugün de, bütün dünyanın gözünü diktiği yerdir.
Bu coğrafyada huzurla yaşamanın, devlet kurmanın, istikbal inşa etmenin bedeli, kuvvetli olmak ve kuvvetli kalmaktır. Binlerce yıldır üzerine kaç muvaffakiyetler inşa ettiğimiz ulusal hasletlerimizin ve devlet geleneğimizin gereği olan duruş da budur. Türkiye Cumhuriyeti devletinin her bir ferdinin, bu ülkenin refahından ve demokrasisinden birebir seviyede yararlanma hakkı olan birinci Sınıf vatandaşları olduğunu söylerken, bu özgüvene dayanıyoruz.
“Her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu”
Yaşadığımız her sınama üzere, zelzele afetleri karşısında da birebir yaklaşımla devinim ediyoruz. Ülkemizin bir köşesindeki insanların konutları başlarına yıkılmışken, öteki hiçbir yerdeki insanımız hayatını hiçbir şey Ham üzere sürdüremez. zelzele haberinin alındığı andan itibaren istisnasız her kentimiz, her ilçemiz, her hanemiz, her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu. Milletimizin gösterdiği bu İçten çaba, binlerce yıldır bizi Canlı tutan hasletlerimizin dimdik ayakta olduğunun işaretidir. Devletimiz de, kaidelerin zorluğunu kısa müddette aşarak, bütün gücü, kurumları, çalışanı ve imkanlarıyla zelzele bölgesinde Hal aldı. Bu tablo, devletin milleti için Mevcut olduğu gerçeğini, her bir insanımızın yüreğine tekrar işledi.
“Depremlerin izlerini de, “kerim devlet” anlayışıyla kısa müddette sileceğiz”
Dünyada tesirleri şimdi büsbütün ortadan kalkmamış olan Covid-19 salgını, insanlığın hiç umulmadık formda ortaya çıkabilecek ne Aka tehditlerle karşı karşıya kalabileceğini hepimize hatırlatmıştı. Bu global sıhhat ve Yönetim krizinin, yıkıcı sonuçlara yol açabilecek tehditlerinin üstesinden, sergilediğimiz dayanışmayla gelmiştik. Tıpkı formda, nihayet felakete nazaran nispeten daha sonlu alanlarda yaşadığımız sarsıntı, yangın, sel üzere afetlerin yaralarını da, milletimizle Bir arada süratle sarmıştık. Allah’ın müsaadesiyle, 6 Şubat sarsıntılarının izlerini de, “kerim devlet” anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde, kısa müddette sileceğiz.
AK Parti olarak karşılaştığımız her sıkıntıyı “önce insan” bakışıyla pahalandırıyor, devinim usulümüzü ona nazaran belirliyoruz. Eşrefi mahlükat olan beşere hizmet etmeyen hiçbir kurumun, hiçbir kuralın, hiçbir programın, hiçbir uygulamanın bizim dünyamızda yeri yoktur.
AK Parti’yi farklı kılan da bu vasıflarıdır. Partimiz; kuruluşu, teşkilatlanması, Üye sayısı, iktidar müddeti, icraatı, memleketler arası saygınlığı üzere ögelerle, dünyanın en Aka sivil teşekkülleri ortasında yer alıyor. Global dengelerin yine oluştuğu şu kritik devirde, ülkenin direksiyonunda Beyaz Parti’nin birikimine ve tesir gücüne sahip bir takımın olması Fazla değerlidir. Dünya Daimi yeni Saha okumalarla kendine istikamet ararken, Türkiye, Beyaz Parti’nin kurumsal deneyimi ve bizim siyasi liderliğimiz sayesinde, herkesten bir adım öne geçme talihini yakalamıştır. Geçmişimizle geleceğimiz ortasında kurduğumuz sağlam köprüler vasıtasıyla, ülkemizi insanlığın bu muhataralı sürecinden en kuvvetli halde çıkarmanın uğraşı içindeyiz.
“Partimiz, milletimizin nihayet iki asırdır süren arayışında en Değerli adresi olmuştur”
AK Parti’nin birinci günden beri verdiği uğraşın ve kazandığı muvaffakiyetlerin sırrını çözmek için, Evvel partimizin birtakım özelliklerini anlamak gerekir. Her şeyden Evvel Beyaz Parti, klasik manada bir siyasi parti olmanın ötesinde, dava sahibi, Hayal sahibi, vizyon sahibi, vicdan sahibi bir harekettir. Partimiz, bu vasfıyla, milletimizin nihayet iki asırdır süren arayışında en Değerli toplanma yeri, en Kıymetli adresi olmuştur.
“Biz asıl ihtilali zihinlerde yaptık, zihniyetlerde yaptık”
Türkiye’nin demokrasisi ve kalkınması konusundaki tahlil tekliflerimizin… Dünyada yaşanan siyasi ve toplumsal çarpıklıklara karşı yükselttiğimiz itirazlarımızın… İnsanlığın ortak kaygılarının ve taleplerinin sözcülüğünü yapabilmemizin… Özcesi bizi başkalarından ayıran özelliklerimizin gerisinde, temsilcisi olduğumuz davanın kadim kodları vardır. Biz Türkiye’de yalnızca okul, hastane, yol, baraj üzere yapıtlarla sembolleşen bir kalkınma ihtilali yapmakla kalmadık. Biz asıl ihtilali zihinlerde yaptık, zihniyetlerde yaptık.
“Büyük ve kuvvetli Türkiye’ye hakikat giden her adımı, ayaklara vurulan prangaları kırarak attık”
Geçmişte bu ülkeye “karışamazsın” denilen ne varsa, hepsinde de değiştirici rol oynayabileceğimizi gösterdik. Güney hudutlarımızdan şark Akdeniz’e, Karadeniz’den Kafkasya’ya her yerde bunun örnekleri var. Geçmişte bu millete “yapamazsın” denilen ne varsa, hepsinin de olabileceğini gösterdik. Savunma sanayinden ulaşım ve güç altyapısına, yerli arabamıza, uçağımıza kadar her alanda bunun sayısız örnekleri var. İşte dün, üzerinde konuşlanacak Kızılelma’sı ve Bayraktar TB-3’üyle, kendi sınıfındaki dünyanın birinci insansız hava araçlarıyla donatılmış Cenk gemisini hizmete aldık. Geçmişte bu coğrafyada “teşebbüs edilemez” denilen ne varsa, hepsinin de gerçekleşebileceğini gösterdik. Darbecilerin hüsrana uğratılmasından Ayasofya’nın yine ibadete açılmasına ve Hudut ötesi harekatlara kadar her bahiste bunun örnekleri var. Aka ve kuvvetli Türkiye’ye gerçek giden her adımı, zihinlerde örülmüş duvarları yıkarak, kalplere salınan endişeleri yenerek, ayaklara vurulan prangaları kırarak attık.
Geldiğimiz noktada, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik esaret çukuruna yine yuvarlanmamak için kuvvetli olmaktan, kuvvetli kalmaktan, gücünü artırmaktan Öbür dermanı yoktur. Üstelik buna yalnızca bizim değil, Emniyet ve Tabiat tehditleri sebebiyle giderek istikrarsızlaşan dünyanın da gereksinimi var. Bu sebeple, “Dünya 5’ten büyüktür” itirazımıza her geçen Yıl daha Çok takviye bulabiliyoruz. Bu sebeple, Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafla da görüşebiliyor, tahıl koridoru ve esir değişimi üzere somut ilerlemeler sağlayabiliyor, barış ihtimalini masada tutabiliyoruz. Bu sebeple, Libya’dan Karabağ’a pek Fazla yerde, bütün dünyanın seyrettiği haksızlıkların düzeltilmesi için fiilen alana inip sonuç alabiliyoruz. Bu sebeple, Balkanlarda barışın sürmesinin ve uzlaşma yollarının Aleni tutulmasının garantisi haline gelebiliyoruz. Bu sebeple, herkesin sırtını döndüğü mazlumlara kol kanat gerebiliyor, himaye edebiliyoruz. Bu sebeple Türk Devletleri Teşkilatı üzere stratejik adımlar atabiliyor, İslam Alemiyle işbirliğimizi kimseden icazet almadan güçlendirebiliyoruz. Bu sebeple, batı Dünyasıyla bağlarımızda teslimiyetçi değil, hakkımızı, hukukumuzu savunan dik bir duruş sergileyebiliyoruz.
“Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekalet savaşlarının da sonu yaklaşıyor”
Sömürge ve zulüm üzerinde kurduğu Emniyet ve refah nizamını korumak için, diğer toplumları asırlardır etnik ve inanç fay sınırları üzerinden Denetim eden Batı, artık kendi kaygısına düşmüş durumda… Ekonomik olarak yükselen lakin siyasi rotası olmayan güçlerin hiçbiri, Türkiye’nin üstlendiği adalet, hakkaniyet ve vicdan üzerine konseyi misyonunu ikame edemiyor, edemez. Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekalet savaşlarının da sonu yaklaşıyor. Şayet Türkiye’nin ve 21 yıldır onun idaresinde olan Beyaz Parti’nin bir davası, bir vizyonu olmasaydı, bütün bunları konuşabilir miydik?
Birileri üzere, “Ne işimiz Mevcut Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de, Balkanlar’da, Akdeniz’de, Afrika’da” deseydik… Birileri üzere “Bu kadar yolu, barajı, elektriği, suyu, aracı, konutu ne yapacaksanız, toprağa mı gömeceksiniz” deseydik… Birileri üzere, herkese duymak istediğini söylesek fakat vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık… Velhasıl karşımızdakiler üzere olsaydık, burada milletimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik bir biçimde çıkabilir miydik? İnşallah, önümüzdeki devirde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz. Böylelikle, coğrafyamızın ve medeniyetimizin iki asırlık hüznünü asırlar boyunca sürecek sevince dönüştürme gururuna de nail olacağız.
“12 Yıl Evvel 2023 amaçlarımızı açıkladığımızda, birileri Tekrar bize dudak bükmüştü”
Görüldüğü üzere, tarihin seyri bize, Beyaz Parti’nin yalnızca dünün ve bugünün değil, yarının da partisi olduğuna işaret ediyor. Daima söylediğimiz üzere “Kökü mazide olan ati” olan Beyaz Parti’nin istikbal tasavvuru, geçmişindeki eser ve hizmetlerin üzerine heyetidir. Hatırlarsanız, partimizi kurarken “Artık hiçbir şey eskisi üzere olmayacak” dediğimizde, birileri bize istihzayla bakmıştı. Yeniden hatırlarsanız, bundan 12 Yıl Evvel 2023 amaçlarımızı açıkladığımızda, birileri Tekrar bize dudak bükmüştü.
“Bunların ülkenin ve milletin hayrını gözetmek üzere bir sıkıntıları yok”
Bizim 2023 maksatlarıyla, 12 Yıl sonrasına kadar uzanan program ve proje yapabilmemizi akılları almayanlar, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı duyunca, tümden zıvanadan çıkmıştı. Ülkemizi direkt işgal hareketi olarak gördüğümüz 15 Temmuz vuruş teşebbüsünün akabinde, Yönetim sistemimizi değiştirecek tarihi bir ıslahatı hayata geçirdiğimizde de tıpkı reaksiyonla karşılaştık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini yerden yere vuranlar, bugün tıpkı sistemi, ruhuna Müsait olmayan Beygir pazarlıklarıyla, zirve tepe kullanmanın hesaplarını yapıyor. Zira bunların ülkenin ve milletin hayrını gözetmek üzere bir kederleri yok. Biricik gayeleri, tıpkı eski Türkiye devranında olduğu üzere, milletin kederini ve beklentisini istismar ederek bir avuç muhterise ikbal devşirmektir. Bunların Siyaset derinliği, bırakınız çeyrek asırlık, yarım asırlık vizyonu, sonraki günlerini bile göremeyecek kadar sığdır.
Biz 2023 amaçlarımızla milletimize ilan ettiğimiz projelerin birçoklarını hayata geçirdiğimiz üzere, artık daha geniş ufuklara, daha Aka vizyonlara hakikat yelken açıyoruz. İşte bunun için “AK Parti geleceğin partisidir” diyoruz. İşte bunun için “Cumhur İttifakı bir unsurlar ve mefküreler ittifakıdır” diyoruz.
Hiçbir Fark olmaksızın, milletimizin her bir ferdinin bu aydınlık gelecekte yeri vardır. Zira Beyaz Parti, rastgele bir sınıfın, hele hele yıllarca kendini seçkin bir yerde görerek milleti aşağılayan kerameti kendinden taşınır zümrelerin değil, 85 milyonun tamamının hayallerinin ortak paydasıdır. Bugüne kadar hangi partiye oy verirse versin, her bir vatandaşımızı Beyaz Parti’nin Alışılmış bir mensubu sayıyoruz. Yalnızca bugüne kadar kendisini şimdi partimizin ve ittifakımızın saflarına katamadığımız, kazanamadığımız için hayıflanıyoruz.
‘Vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yoldan, milim sapmadan daima daha ileriye gitmenin çabasını vereceğiz”
Etnik, dini, kültürel kimlik siyasetiyle ülkemizi eski günlerine döndürmenin, milletimizin bünyesindeki fay sınırlarını tetiklemenin peşinde koşanlar, bu birlik, beraberlik, kardeşlik siyasetini asla anlamadı, anlayamayacak. Biz, bu milleti, içindeki bütün renkleriyle Bir arada kucaklamayı, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeyi, Temel hak ve özgürlükleri lütuf değil asli müktesep olarak kabul etmeyi sürdüreceğiz. Tarihi deneyimimize ve irfan geleneğimize Müsait formda, “insanları yaratılışta eş, dinde kardeş” görme yaklaşımıyla, vatan topraklarının her karışına hizmet vermeye devam edeceğiz. Siyasete başladığımız günden beri vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yoldan, milim sapmadan daima daha ileriye gitmenin çabasını vereceğiz.
Beyaz Parti’nin Türkiye’de, ulusal iradenin üstünlüğü unsurunu gerçek manada hayata geçirmiş ve daha kıymetlisi, azimle bunu sürdürmüş parti olduğunu kimse inkar edemez. Umudunu millet dışı her odağa, her güce, içeride ve dışarıda yaşanan her arızi gelişmeye bağlayanların da, ulusal iradenin tercihlerine hürmet duyacağı günleri göreceğimize inanıyorum.
“Terör örgütlerinin temsilcileriyle kapalı kapılar gerisinde pazarlık yapan muhterisler bitmez”
Daha Evvel de tekraren Anlatım ettiğim üzere, biz 21 yılda Türkiye’yi her alanda ileriye götürdük, fakat muhalefeti yerinden zerre miskal kıpırdatamadık. Hatta, zihniyet ve kalibre bakımından daha da geriye giden bir muhalefetle karşı karşıyayız. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinin en güzel sonuçlarından biri de, ülkemiz muhalefetini bu alacakaranlık jenerasyonundan çıkarmak olacaktır. Cumhur İttifakı olarak biz, seçimlere kadar gece-gündüz çalışarak, milletimizin gönlünü kazanmadık hiçbir ferdini bırakmayacağız.
“Seçim günü sandığı namusumuz olarak görmenizi istiyorum”
Gelmeyene gideceğiz. Küskünü barıştıracağız. Sevmeyeni sevdireceğiz. Her konuta, her işyerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Kararsızları ikna edeceğiz. Aslında gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını, seçimin sandıkta kazanıldığını asla unutmayacağız. Her seçimin Değerli olduğunu, lakin 14 Mayıs’ın bu milletin bütün evlatlarının geleceğini şekillendireceğini aklımızdan çıkarmayacağız. Bunun için sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz olarak görmenizi istiyorum.
Artık buradan o denli bir ses verin ki, 7’sinden 77’sine duymayan kalmasın: 14 Mayıs’ta “Türkiye Yüzyılı için hakikat adımlarla yola devam’ diyor muyuz? 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılının inşası için “Bismillah” diyormuyuz? 14 Mayıs’ta evlatlarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs’ta bay bay Kemal’i ve ortaklarını sandığa gömüyor muyuz? 14 Mayıs’ta PKK’sından FETÖ’süne bütün terör örgütlerinin başını sandıkta tekrar eziyor muyuz? 14 Mayıs”‘ta ailemize, çocuğumuza, inancımıza, kıymetlerimize göz dikenlerin heveslerini kursaklarında bırakıyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun.
Beyaz Parti olarak, kurulduğumuz günden beri girdiğimiz 15 seçim ve halkoylamasının tamamından da birinci çıkmayı başardık. Bu özelliğiyle Beyaz Parti, yalnızca Türk siyasi hayatına değil, dünya demokrasisine ismini altın harflerle yazdırmış bir partidir. Milletimizin bize gösterdiği teveccühün çok yıldır kesintisiz sürmesi, sorumluluğumuzu daha da artıyor.
Ülkemize geçtiğimiz 21 yılda kazandırdığımız her eser, her hizmet elbette değerlidir. ancak önümüzdeki 5 Yıl boyunca milletimize ne vereceğimiz, evlatlarımızın geleceği için hangi ilerlemeleri sağlayacağımız daha değerlidir. Bu doğrultuda birinci adımımızı, geçtiğimizin yılın 28 Ekim’inde açıkladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonuyla atmıştık. Türkiye Yüzyılını 17 Temel başlığın üzerinde inşa edeceğimizi söylemiştik. Neydi bu başlıklar? Türkiye Yüzyılı, şefkatin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, üretimin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, verimliliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, istikrarın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, kalkınmanın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, sürdürülebilirliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, irtibatın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, istikbalin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, gücün yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, haklının yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, pahaların yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, dijitalin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, gençliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, barışın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, muvaffakiyetin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, bilimin yüzyılıdır. Evet, seçim beyannamemizi de işte bu temeller üzerinde şekillendirdik.
“Türkiye Yüzyılı için hakikat adımlar”
Seçim beyannamemizde, altı başka kısım altındaki onlarca başlık ve binlerce hususta, hem ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin özeti, hem de Türkiye Yüzyılı gayelerimiz yer alıyor. “Türkiye Yüzyılı için gerçek adımlar” yaklaşımıyla hazırladığımız, hayli hacimli bir yapıta dönüşen beyannamemizde yer Meydan bütün konuları, burada tekrarlamayacağım. Beyannamemiz kitap olarak sizlere ulaştırıldı, dijital mecralar vasıtasıyla da milletimizle paylaşıldı. Burada yalnızca kısa hatırlatmalarla yetinerek, asıl işi, daima Birlikte konutlarda, sokaklarda, mahallelerde insanımızla ruberu, Çehre yüze yapacağımız çalışmalara bırakmak istiyorum.
Bugüne kadar milletimize yapmayacağımız, yapamayacağımız hiçbir şeyi söylemedik, söylediğimiz hiçbir şeyden de Geri dönmedik. Meydanlarda ağzına geleni söyleyip, Amel başına gelince hepsini unutanların, inkar edenlerin, aksisini yapanların, vaatlerinin üzerine beton dökenlerin ülkemize ne Aka ziyanlar verdiğini biliyoruz.
“Önümüzdeki periyotta önceliğimiz elbette, 6 Şubat sarsıntılarının yıktığı kentlerimizi tekrar ayağa kaldırmak olacaktır”
Biz ne kendimizi, ne milletimizi asla bu türlü bir zelil duruma düşürmedik, düşürmeyiz. Bunun için verdiğimiz her kelamı, beyannamemize yazdığımız her maddeyi uzun hazırlıklar sonunda ortaya çıkardık. Önümüzdeki devirde önceliğimiz elbette, 6 Şubat zelzelelerinin yıktığı kentlerimizi tekrar ayağa kaldırmak olacaktır. Allah’ın müsaadesiyle, 319 bini bir yılda teslim edilecek halde, Yekün 650 bin yeni Hane yaparak, afetin 11 vilayetimizde ve mücavirinde açtığı yaraları büsbütün saracağız.
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle, ülkemizin 81 ilinin tamamını, afetlere dirençli kentler haline dönüştüreceğiz. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği bizim için her şeyin önünde gelir. Bütüncül risk idaresiyle, ülkemizi yalnızca sarsıntıya karşı değil, her türlü afete, felakete, tehdide karşı, bütün boyutlarıyla hazırlayacağız.
Varlığımızın teminatı olan kıymetlerimizi, “Tek Millet, Biricik Bayrak, Biricik vatan ve Biricik Devlet” unsurları etrafında, insanımızın refahı, huzuru ve mutluluğunun kozmosu, diğer çalışmalarımızın temeli olarak görüyoruz. Biliyorsunuz, 2002 yılında iktidara gelirken ülkemizi eğitim, sıhhat, güvenlik ve eşitlik üzerinde yükselteceğimizi söylemiştik.
Eğitimde, okulundan öğretmenine, üniversitesinden yurduna bütün ögeleriyle kuvvetli bir altyapı kurduk. Artık bu altyapı üzerinde pahalar eğitiminin temel olduğu bir anlayışla kaliteyi artıracak çalışmalara yöneliyoruz. Bu çerçevede çocuklarımızın yeteneklerinin, eğitimin birinci kademelerinden itibaren keşfedilerek, hünerlerine Müsait yönlendirmeyi sağlayacak bir sistem kuracağız.
“Sağlıkta dünyaya Örnek olan bir düzeye geldik”
Sıhhatte, hastaneleriyle, işçisiyle, genel sıhhat sigortasıyla, hizmete erişimin kolaylığıyla, dünyaya Örnek olan bir düzeye geldik. Salgın ve zelzele periyodunda, bu kuvvetli sıhhat sisteminin işlerliğini daima birlikte Deneme ettik, gördük, hakkını verdik. Yeni devirde, ülkemizin ilaç ve tıbbi bölümlerindeki geliştirme ve üretim kapasitesini artırarak, savunma sanayindekine misal bir atılımı hayata geçireceğiz. Aile sıhhati, aile diş hekimliği, konutta bakım, palyatif bakım üzere hizmetleri ülke sathında güçlendireceğiz. sıhhat turizminde, Devre sonunda 3 milyon Konuk ve 10 milyar dolar gelir hedefliyoruz.
İktidarlarımız periyodunda ülkemize sağladığımız kazanımların en başında, her bir vatandaşımızın huzurla konutunda oturacağı, işini yapacağı, çocuğunu okuluna göndereceği inançlı Türkiye iklimi geliyor. Terör örgütlerinin başını sonlarımız dışında bile ezerek, hata çetelerine göz açtırmayarak, asayişten Ödün vermeyerek, insanlarımızın geleceklerine inançla bakabilmelerini temin ettik. Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı sınamaların giderek ağırlaştığı bir periyotta, önleyici Emniyet çalışmalarıyla, Türkiye’nin huzur ve itimat adası olarak istikrarla yoluna devam etmesini sağlayacağız.
“Yeni sivil Anayasa kelamımızı tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz”
Partimize de ismini verdiğimiz adaletin, bütün Kurum ve kurallarıyla, vicdanları mutmain edecek halde tecellisi için Fazla Aka çaba verdik. Vesayetin ve FETÖ’cü hainlerin tasallutundan kurtardığımız eşitlik sistemimizin fiziki imkanlarını ve insan kaynağını geliştirdik. Türkiye Yüzyılının anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil Anayasa kelamımızı tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz. Hukuk devletimizi güçlendirecek ıslahatları kesintisiz devam ettirecek, kapsamlı bir yasama ıslahatı için uzlaşma yeri arayacağız.
“Terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız”
Yüksek standartlı demokrasi için dönüştürücü ıslahatlar ve esirgeyici ıslahatlar devrinden tamamlayıcı ıslahatlar periyoduna geçeceğiz. Bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da, toplumumuzun hiçbir kısmına hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına müsaade vermeyeceğiz. Demokratik siyasetin önündeki manileri kaldırmaya devam ederken, terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız. bilhassa Kürt kardeşlerimizi, ne CHP faşizminin, ne HDP sapkınlığının, ne PKK zulmünün, ne de geçmişte Tasa örnekleri yaşanan baskı tertibinin karanlığına asla ve asla teslim etmeyeceğiz.
“Aile ve Gençlik Bankası kuracağız”
Aile yapımızı, bütün sapkın akımlardan muhafaza yanında, her türlü maddi-manevi takviyeyle güçlendireceğiz. Hayata geçireceğimiz “gelir tamamlayıcı aile takviye sistemiyle”, hiçbir hanenin gelirinin belli bir düzeyin altına düşmemesini temin edeceğiz. Aile Muhafaza Kalkanı Programıyla, mesken hanımlarının emekliliğine takviye vermekten, her ailede en az bir çalışan olmasını sağlamaya kadar pek Fazla uygulamayı başlatacağız. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik etmek için, eğitiminden istihdamına, evliliğinden çocuk bakımına kadar her alanda kendilerine maddi katkı vereceğiz. Bu gayelere ulaşmak için, kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğalgaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız.
Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir sefere mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız, ayrıyeten aylık 10 cigabayt fiyatsız internet vereceğiz. Toplumsal yardımlarımızı, Fakir insanlarımıza takviye vermenin ötesinde, insanlarımızın yoksulluk düzeyine düşmesini önleyecek bir yaklaşımla tekrar yapılandıracağız. Sahip olduğumuz kültür-sanat kıymetlerimizin, her alanda işlenmesini sağlayacak düzenekler kurarak, ülkemizin potansiyelini en üst seviyede harekete geçireceğiz.
“Memurundan emeklisine ve çalışanına kadar çalışanlarımızın refah seviyelerini yükselteceğiz”
İktisadımızı; yatırım, istihdam, üretim, İhracat ve cari Çok yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz. Enflasyonu tekrar Biricik haneli sayılara düşürerek, ülkemizi bu problemden kesinlikle kurtaracağız. Memurundan emeklisine ve personeline kadar çalışanlarımızın fiyatlarını hep enflasyonun üzerinde artırarak, refah seviyelerini yükselteceğiz.
Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri maksadıyla, yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız. Ülkemizin hala 300 bin civarında olan milletlerarası Talebe sayısını, 1 milyonun üzerine çıkartarak, global pazarın yüzde 10’unu elde edeceğiz. Bilişim ihracatında 15 milyar dolara ulaşarak, ülkemizi bu alanda global bir merkez haline dönüştüreceğiz.
Ülkemizi 1 trilyon dolar Hariç ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik maksadımıza ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz. Önümüzdeki periyotta yıllık 5,5 büyüme oranıyla, ulusal gelirimizi bu devirde 1,5 trilyon dolara, akabinde da asıl amacımız olan 2 trilyon dolara çıkartacağız. şahıs başına düşen ulusal gelirimizi 3 bin 600 dolardan 10 bin 600 dolara yükselttiğimiz üzere, önümüzdeki periyotta Evvel 16 bin dolara, akabinde da daha yüksek düzeylere ulaştıracağız. Bu büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak, işsizlik oranımızı yüzde 7 düzeyine gerileteceğiz.
“Yeni jenerasyon Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz”
Bayan ve genç istihdamına Özel Ehemmiyet vermeyi sürdüreceğiz. Kamuya işe alımları, vazifenin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin imtihanlardaki muvaffakiyet sıralamasına nazaran yapacağız. Girişimcilerimize verdiğimiz dayanakla ülkemizden en kısa müddette 15 adet milyar dolar ve 5 adet on milyar dolar pahasında şirket çıkmasını sağlayacağız. Üretimin tabana yayılmasında Fazla Değerli misyon ifa eden KOBİ’lerimizi, büyüyen ekonomimizin lokomotifleri olarak, finansmandan istihdama her alanda daha kuvvetli halde destekleyeceğiz. Bugüne kadar hassasiyetle devam ettirdiğimiz bütçe disiplininden önümüzdeki devirde de Ödün vermeyeceğiz. Tasarım ve kriptoloji altyapısını kurduğumuz yeni jenerasyon Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz.
“Karadeniz doğal gazı ve Akkuyu Nükleer Sıkıntı Santrali güç bağımsızlığında bir milat olacaktır”
Kalkınmanın Temel altyapısı olan güçteki atılımlarımızı kesintisiz sürdüreceğiz. Yerli ve yenilenebilir güç yatırımlarımızla, önümüzdeki periyodun sonunda güç ithalatımızı yarıya düşüreceğiz. Karadeniz doğal gazının ve Akkuyu Nükleer Sıkıntı Santralinin tam kapasite devreye girmesi, ülkemizin güç bağımsızlığında bir milat olacaktır. Elektrikte hala 100 cigavat olan heyeti gücümüzü, 136 cigavata yükselteceğiz. Doğalgaz kullanamayan ilçemiz kalmamasını temin edeceğiz.
Milletimize en Fazla eser kazandırdığımız alanlardan biri olan ulaşımda, otoyol ve bölünmüş yol projelerimiz ile havalimanı inşaatlarımızı tamamlarken, yeni periyotta tartısı raylı sistemlere vereceğiz. 2053 vizyonumuz çerçevesinde süratli şimendifer çizgimizi 13 bin 400 kilometreye, Yekün demiryolu ağımızı 28 bin 600 kilometreye ulaştırmayı planlıyoruz.
“Ankara-İstanbul ortasında üstün süratli şimendifer çizgisi kuracağız”
Bu çerçevede önümüzdeki devirde, hala inşası süren süratli demiryolu sınırlarına ek olarak yeni projelerin üretimine da başlayacağız. Ülkemizin, Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas sınırının da açılmasıyla 11 ili, birbirine süratli şimendifer ağıyla bağlı hale geliyor. İzmir-Ankara sınırı başta olmak üzere bütün projelerimizi tamamladığımızda bu sayıyı 52’ye çıkartacağız. Ayrıyeten, Ankara-İstanbul ortasında üstün süratli şimendifer sınırı kuracağız. Tekirdağ, Mersin, İskenderun ve Kocaeli’nde yapacağımız yeni limanlarla, lojistik gücümüzü artıracağız. çok modlu kuzey-güney ve doğu-batı ulaşım koridorlarıyla, yatırımın ve üretimin ülkenin her köşesine yayılmasını sağlayacağız. Kanal İstanbul’un ilişki yolları ve altyapı çalışmalarının üretimini sürdüreceğiz.
“Türkiye’nin uzaydaki gücünü daha da artıracağız”
Önümüzdeki Devre internette 5-G teknolojisinin nüfusumuzun tamamı tarafından kullanılabilmesini temin edecek altyapıyı kuracak, 6-G teknolojisinin hazırlıklarına başlayacağız. Dünyanın en Aka 10 uydu operatöründen biri haline getirdiğimiz Türkiye’nin uzaydaki gücünü daha da artıracağız.
Global rekabet ve global yenilik endekslerindeki yerimizi daha da üstlere taşıyacağız. Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil üreticisi yapacak ulusal Teknoloji Atağımızı kesintisiz sürdüreceğiz.
ulusal gururumuz TOGG’un üretime ve satışa başlamasıyla duyduğumuz sevinci, önümüzdeki 7 yılda 1 milyon aracı yollarda görmemizi temin ederek, daha da güçlendireceğiz. Elektrikli araç şarj altyapısını birinci etapta 142 megavat gücüne çıkartarak, bu istikametteki yatırımları ülke genelinde destekleyeceğiz.
Yorum Yok