Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Ordu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen OECD 2023 Türkiye Raporu Kıymetlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, raporun Fazla Önemli müzakerelerden geçerek hazırlandığını söyledi.
Türkiye’de nihayet 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde eğitimde Fazla Kıymetli dönüşümler yapıldığının altını çizen Özer, gayelerinin bu dönüşümlerin OECD üzere bir milletlerarası kurum tarafından hem artıları hem de gelişme alanlarının Birlikte ele alındığı bir raporla tescillenmesi olduğunu belirtti.
Özer, Türkiye’nin eğitimde geldiği noktanın Fazla Çok değerlendirilemediğini Anlatım ederek kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye aslında Fazla Değerli uzaklıklar almış olmasına Karşın gereğince takdir edilemiyordu. Memleketler arası toplulukta da aslında OECD Türkiye’deki gelişmeleri Fazla âlâ takip etmesine Karşın derli toplu raporun olmaması, Türkiye’nin eğitimde almış olduğu araların takdir edilmesi bağlamında bir eksiklik olarak duruyordu. İşte hem bunu yaptık hem de Türkiye’nin nihayet yıllarda mesleksel eğitimde almış olduğu araları, İstanbul OECD uyumunda, ofisinin dayanağıyla İstanbul’da memleketler arası iştirakle bir mesleksel eğitim çalıştayı düzenlemeyi hedeflemiştik. Allah’a şükür ikisini de gerçekleştirmiş olduk.”
Ücretsiz Yemek uygulamasının OECD raporunda yer aldığını lisana getiren Özer, 1,8 milyon çocuğa fiyatsız Yemek verilirken bugün 5 milyon öğrenciye fiyatsız Yemek verilen bir eğitim sistemine sahip olduklarını kaydetti.
Bakan Özer, kaideli eğitim yardımına değinerek şöyle konuştu:
“Şartlı eğitim yardımı da bu raporda yer alıyor. Raporda zikredildiği üzere koşullu eğitim yardımı, yani eğitime erişimle ilgili maddi külfet çeken ailelere istikrarlı bir halde maddi takviye sağlanmasıyla ilgili Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı ile Bir arada yürütülen bu proje 20 yıldan beri istikrarlı bir halde uygulandı. 2021 yılında 683 bin aile, raporda geçen sayı, kaideli eğitim yardımından yararlanmış.”
Eğitimdeki fiziki yatırımların, eğitimin demokratikleştirilmesi, önündeki antidemokratik uygulamaların kaldırılması ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için uygulanan toplumsal siyasetlerin getirdiği noktanın OECD raporunun konusu olduğunu aktaran Özer, Türkiye’nin eğitime erişim sorununu artık çözmüş bir ülke olduğunu vurguladı.
Bakan Özer, OECD raporunda Türkiye’nin kalite göstergelerinde de Daimi güzelleştirmeyi sağlayan Az ülkelerden biri olduğunun yer aldığını belirterek, “Türkiye bir muvaffakiyet öyküsü ortaya koydu. OECD bunu görüyor ancak içimizdeki İrlandalılar bunu görmüyor, ısrarla Öbür şeyler üzerine atıflarda bulunuyorlar lakin alanda bir karşılıkları yok Allah’a şükür.” diye konuştu.
Raporda Türkiye’nin 5-14 ıslak kümesinde okullaşma oranının OECD ortalamasının üzerine çıktığının aktarıldığına işaret eden Özer, bu raporda birtakım eksikliklerin de olduğunu söyledi.
Rapordaki bilgilerin 2020 yılına kadar olanlar üzerinden değerlendirildiğini, aktüel datalar baz alındığında Türkiye’nin Fazla daha güzel durumda olduğunu lisana getiren Özer, 20-39 ıslak aralığındaki vatandaşların eğitimle buluşma ortalamasının OECD ortalamasının Fazla üzerine çıktığını anlattı.
OECD’nin vurguladığı en Değerli noktalardan birinin de kız çocuklarının okullaşması olduğuna işaret eden Özer, 2000’li yıllarda yüzde 39,02 olan kız çocuklarının okullaşma oranının şu anda yüzde 99’a yükseldiğini, bunun da nihayet 20 yılda çözüldüğünü aktardı.
– “Okula merhum Özdemir Bayraktar’ın ismini verdik”
Mesleki ve Teknik Eğitim genel Müdürlüğünün, Bakanlığın bugün en yıldızı parlayan genel müdürlüklerinden biri olduğunu Anlatım eden Özer, buralarda Fazla emek veren insanların olduğunu, bugünlere kolay gelinmediğini aktardı.
Eğitim sistemini farklı noktalara taşıdıklarına vurgu yapan Özer, “Anlamak isteyen anladı. Anlamak istemeyenlere ise biz şimdiye kadar bir ilaç bulamadık. Yapacak hiçbir şey yok.” sözünü kullandı.
Raporda vurgulanan en Değerli bahislerden birinin de Muallim başına düşen Talebe sayısı olduğuna değinen Özer, şöyle konuştu:
“Türkiye’de Muallim başına düşen Talebe sayısını düşürmek için Aka gayret sarf ettik. Türkiye’de 2000’li yıllarda Muallim başına düşen Talebe sayısı, az sayıda Talebe olmasına Karşın Fazla yüksekti. Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her Yıl Daimi Muallim ataması yaparak büyümenin getirdiği Olumsuz tesirlerden eğitim sisteminin etkilenmemesini sağladı. Raporda da geçtiği üzere Okul öncesinden liseye kadar Muallim başına düşen Talebe sayısında OECD ortalamasına yaklaştık.”
Lisede ve ortaöğretimde Muallim başına düşen Talebe sayısının OECD ortalamasından daha düşük olduğu bilgisini veren Özer, “Bu fevkalade. Öğretmen başına düşen Talebe sayısı ne kadar az olursa eğitimin kalitesi o kadar güzel olur. Öğretmen daha Çok öğrencisiyle ilgilenir.” formunda konuştu.
– “Eğitim ordumuzu Fazla daha kuvvetli hale getireceğiz”
Bakan Özer, raporda vurgulanan bir mevzunun da Öğretmenlik Uğraş Kanunu olduğuna dikkati çekerek, “Yaklaşık 583 bin öğretmenimiz uzman ve başöğretmen olarak sistem içerisinde farklı bir katkı vermeye devam ediyorlar. Yakın vakitte sistemi yine açacağız. Eğitim ordumuzu Fazla daha kuvvetli hale getireceğiz. Öğretmenlik Uğraş Kanunu Türkiye’de eğitimin kalitesinin artmasında en Değerli mihenk taşlarından birisi. Öğretmenlerimize minnettarız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Birincisi; birinci Sefer Türkiye’de bütün okullara kırtasiye, paklık, Ufak tamirat ve donatı için bütçe verdik. Verdiğimiz bütçe 13 milyar liraya çıktı. Bundan sonra bu uygulamalarımız devam edecek. Okullarımızı Fazla daha kuvvetli hale getireceğiz. İstiyoruz ki yöneticilerimiz yalnızca eğitime odaklanabilsin. Okullarda bağış mutlaka olmayacak. ancak istekli olarak verebilirler. Ona karışmıyoruz. Bu bahsin da rapora girmesinden Aka Sevinç duyuyorum. öteki husus ise Okul temelli mesleksel gelişim. Bizim yaptığımız en Kıymetli kalıcı ataklardan birisi de bu. Zira öğretmene yatırım yapmazsanız öğretmenlerin o kazanımlarını kullanamazsınız. Öğretmenlerin aldıkları bu eğitim sayesinde eğitim ve niteliğinde Fazla Önemli bir gelişme oldu. Öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeleri için aldıkları eğitim saati 2021 yılında ortalama 39 saatten 1 yılda, 2022 yılında 250,1 saate yükseldi. Bu yılki gayemiz 350 saat. İnşallah onu da başaracağız.”
– Eğitim harcamaları
Rapordaki eğitim harcamalarına da değinen Özer, “Türkiye 2011-2019 yılları ortasında ilkokuldan yüksek öğretime kadar eğitim kurumlarına harcanan bütçenin gayri safi ulusal hasıladaki oranını en Çok artıran OECD ülkesi oldu. Türkiye’deki eğitim sistemi memleketler arası krizlere Fazla daha sağlam. Bunun en Değerli sebeplerinden birisi, Daimi eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili dayanaklar. Yeni açılımlar. Gelinen noktada raporda görüyoruz ki Türkiye nitekim 20 yılda kabuğunu kırmış ve artık OECD ülkeleriyle rekabet edebilir bir eğitim sistemine sahip olmuştur.” diye konuştu.
Bakan Özer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nın asıl Temel noktasının eğitim sistemi olacağının altını çizdi.
Ordu Valisi Tuncay Sonel ile Büyükşehir Belediye Lideri Mehmet Hilmi Güler’in de konuşma yaptığı programa, ulusal Eğitim Bakan Yardımcıları Petek Aşkar, Nazif Yılmaz, Sadri Şensoy ile Osman Sezgin’in yanı Dizi genel müdürler, daire liderleri ve 81 ilin ulusal eğitim müdürleri katıldı.
Toplantı, Paris Eğitim Müşaviri Hayri Eren Suna’nın rapor kıymetlendirme sunumuyla sona erdi.
Yorum Yok